DİLBİLİM:
En genel tanımıyla dilbilim, dil yetisinin ve doğal dillerin bilimsel incelenmesidir. Burada Öncelikle iki terimi açıklamak gerekir. Çok gerekli olmasına karşın, “dil yetisi” ile “dil” arasındaki ayrım hep unutulmuştur.
İnsan topluluklarında bireyler konuşurlar, dinlerler, konuşma aygıtıyla üretilen ses dizileri aracılığıyla duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarırlar. Duruma göre, her birey hem konuşucu hem de dinleyici/alıcı olabilir. Kendisine gönderilen ses dizimlerini algılar, yani onları deşifre eder, yorumlar ve yeniden üretir. Dilsel davranışlar diye adlandırdığımız bu etkinlikler (resim, jest, yazı ve diğer kodlar vb.) simgesel araçlar ya da davranışlar, genellikle dil yetisi denilen, insana özgü ve insanın bir parçası olan bir yetinin gerçekleşmesi ya da anlatımı olarak kabul edilebilir. Aslında, “dil yetisi” kavramı tümüyle kuramsaldır, insanın konuşan bir varlık olduğunu açıklamak amacıyla baş vurulan bir kavramdır. Konuşucular tarafından üretilen ses dizileri bir dilden öbürüne değişiklikler gösterir.İnsan toplulukları, dil yetisinin farklılaşmasından ortaya çıkan Türkçe, Fransızca, İngilizce, Çince gibi özel ve doğal diller geliştirmişlerdir. Kısacası dil yetisi bir iletişim aracı yardımıyla, insanlar arasındaki iletişimi sağlayan insana özgü bir yetidir. Buradaki iletişim aracı dildir: Dil, aynı dilsel topluluk üyelerinde ortak olan bir sesli göstergeler dizgesidir. Dil yetisi insanın değişmeyen ve evrensel bir özelliğidir, oysa diller her zaman özeldir ve değişirler.Dilbilim, 1950'den sonra bir pilot-bilim rolü üstlenerek, insan bilimleri arasında ayrıcalıklı bir yer kazanmıştır. Bugün, budunbilim, toplumbilim, ruhbilim, ruh çözümlemesi dilbilimin yöntem ve terimcesinden büyük ölçüde yararlanmaktadır. Çağdaş dilbilimin bir bilim dalı olduğunu söylemek, beraberinde bir takım içermeleri de getirmektedir .Dilbilimin temel görevi, dilin betimlemesini yapmaktır.